Ali Sami Yen'e maçtan bir gün önce girip, reklam panolarının altına saklanan Fener'in eski amigosu Rambo'ya "Koca bir gün aç susuz nasıl yaşadın?" diye sorduklarında, "Çekirdekle." cevabını vermişti.
Öz babasının evini kasten yaktıktan sonra hakim karşısına çıkan Rambo'ya hakim "İnsan öz babasının evini neden yaksın?" dediğinde, "Benim bildiğim üç baba var; Atatürk, Uche, Cengiz Kurtoğlu." karşılığını veren eski amigo.
Son günlerde basında sıkça adının anılmasının nedeni Sivasspor maçının 64, dakikasında sahaya girip Emre'nin bacağına yapışması. Rambo eskiden bu hareketi Uche'ye yapardı. Anlaşılan şimdi de Emre'ye sardı.
Rambo gerçek manada deli, raporu var. Ne yaparsa yapsın gideceği yer karakol, oradan da (eğer gönderirlerse) hastane. Rambo için hastaneden kaçmak çocuk oyuncağı. Kendi çıkıyor bir şekilde, yada birileri çıkarıyor onu dışarıya. Dert değil...
Bu 'deli raporu' gücüyle Rambo Okan aklına gelen her şeyi yapabiliyor. Maratonda skandal da yaratabiliyor, Sinan Engin'den harçlık isteyip yanağından makas da alabiliyor, Carlos'a disko çıkışında sarılıp kelinden de öpebiliyor.
Yaptıklarını tasvip etmek imkansız da olsa, onun Fenerbahçe taraftarının kalbinde yeri ayrı. Onu caddede, sokakta, stadyumda gördüklerinde "Rambooo Rambooo" diye ritim tutuveriyorlar. Rambo Okan Fenerbahçe'nin maskotu, hayatını Fenerbahçe'ye adamış değişik bir insan anlayacağınız. Deli de olsa, skandalların altına imza da atsa, her yaptığı taraftarlar tarafından hoşgörülüyor, seviliyor. Eski günlerin hatrına...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapabilirsiniz, serbest...